son sözünü söylemenin verdiği yüksek irtifadan serbest düşüş kaygısıyla kalemin eriştiği bütün güzellikleri sana karalamak istedim.günümün güzelliği yakalasın seni parmak uçlarından,aşırsın geçirsin mor dağların ardına...seni bana getirsin...
turuncuuum
Şiir ve ebediyat tutkunlarına bir ışık yakabilmek...
22 Temmuz 2011 Cuma
18 Nisan 2011 Pazartesi
Hayal Bilgisi
Değerli Dostlar,
Hayal Bilgisi, ikinci sayısını sizlerle buluşturmanın sevincini yaşıyor. ‘Huzur’ konulu Mart sayımızın ardından, Nisan’da, ‘Savaş Çocukları’ konusunu ele aldık.
Yıl 2011 ve biz hala bütün akılalmazlığıyla savaşlar üretiyoruz ‘ahlak birikimlerimizle’. Kan, ölüm koleksiyonlarına malzeme oluyor.
Hayata gözlerinizi hangi toprak parçasında açmış olursanız olun; savaş, bütün olasılıkları zorlayarak kapınızı çalabiliyor. Ve siz, hiçbir hesaplaşmanın tarafı olmasanız dahi, tutmayan hesaplara kurban olabiliyorsunuz. Adını hayatınızda dahi duymadığınız liderlerin çıkar oyunları, sizi sevdiklerinizden ayırabiliyor. Yani, tıpkı sizin gibi etten ve kemikten olan ‘önemli insanlar’, umrunuzda dahi olmayan nedenlerle, sizi, ailenizi, sevdiğiniz herkesi ve her şeyi, büyük bir nefret ile öldürebiliyor.
Bugün, sadece televizyon etkisi ile, insanlar süregelen savaşları, aktörleri, gizli aktörleri çok iyi çözümleyebiliyor. Ve naklen izliyoruz olup biteni. Bütün dünya şahit oluyor zulümlere. Önce bombalıyoruz, sonra insani yardım ve ‘demokrasi kolileri’ naklediyoruz. Para, bütün yaraları sarabilir sanıyoruz. Binlerce çocuk için mezarlar kazılıyor ve binlerce çocuk, ailelerinin mezarları başında ağlıyor.
Savaşların ruhen ve bedenen sakat ve yetim bıraktığı milyonlarca çocuk var. Soğuk savaşlar, ambargolar ile, fiili olmasa da, ekonomik olarak bir savaşın içine doğmuş çocuklar, hastalıklar, açlık ve temiz su eksikliği gibi nedenlerle hayatlarını kaybediyor. İzledikçe hüzünleniyoruz. Hüzünlenmekten ibaret bir tavır ile devam ediyoruz hayatlarımıza.
Duygulanıyoruz savaş çocukları için. Gözyaşı döküyoruz. Ama hepsi bu! Çocukları da siyasetin, çekişmelerin, anlaşmazlıkların bir parçası olarak görüyoruz. Oysa daha fazlasını biriktiriyor çocuklar. Bizim hiçbir şekilde tasavvur edemeyeceğimiz acılar çekiyorlar. Yalnızlıkların en derin’ini taşıyorlar yüreklerinde. Ve gölgelerine bile güvenmedikleri bir dünyada, yedi milyar insandan ‘korkarak’ yaşıyorlar.
Savaş çocukları, hiçbirimize güvenemiyor; dünyanın bir yarısı onlara silahlarını doğrultuyor çünkü, öteki yarısı ise bunu film sahneleri gibi izliyor sadece.
2. sayısında, Hayal Bilgisi’nin okuruyla buluşturduğu isimler şöyle:
∞ Mesut Gül ∞ Cihat Albayrak ∞ Müzeyyen Çelik ∞ Ahmet Kanter ∞ Çöygün Selcen ∞ İnci Erkan ∞ Hakan Bilge ∞ Saadet Sorgun ∞ Ayşe Ünsal ∞ Mehdi Akan ∞ Boğaç Haxhijahja ∞ Yelda Karataş ∞ Esra Dülger ∞ Siraleyna Sevgili ∞ Meliha Kar ∞ Uğur Işık ∞ Kâmuran Başdemir ∞ Oktay Özman ∞ Bedia Belkıs Balcılar ∞ Durkaya İpşir ∞ Gülşen Çağan ∞ Ebru Balcı ∞
CİHAT ALBAYRAK
Genel Yayın Yönetmeni
22 Ocak 2011 Cumartesi
Korkarım...
dilim bir tutulur
ağzım bir susar
ona bakamayan
gözden korkarım
böylesi sedayı
kaç kitap yazar
ar etmeyen garip
yüzden korkarım
noktası şiirin
hasretin narın
ahirette iman
yerde mekanın
o elleri narin
sessiz baharın
üstüne gelecek
sözden korkarım
yıldızından sonra
gelen geceden
lali ulaşmadan
açan gülceden
sevdiğine gülen
iki heceden
kışına geciken
güzden korkarım
bu söz ki olacak
söze nihayet
yazdığımdan maksat
değil şikayet
onunla bildim ben
bir aidiyet
nazarıyla yanan
közden korkarım
ankara 21.1.11
6 Ağustos 2009 Perşembe
Komik....:)

adam bizi unut sen
havada duruyoruz
ne haldeyiz bir bilsen
daldayız,kuruyoruz
komik mi ki hikayen
durur mu ebediyen
her isteğe harfiyen
sadece uyuyoruz
almadan veriyorsun
hayaller kuruyorsun
menzile varıyorsun
diye kandırıyoruz
bir tombul gülüşsün sen
sıcacık öpüşsün sen
melek bir görüşsün sen
bakmaya korkuyoruz
havada duruyoruz
ne haldeyiz bir bilsen
daldayız,kuruyoruz
komik mi ki hikayen
durur mu ebediyen
her isteğe harfiyen
sadece uyuyoruz
almadan veriyorsun
hayaller kuruyorsun
menzile varıyorsun
diye kandırıyoruz
bir tombul gülüşsün sen
sıcacık öpüşsün sen
melek bir görüşsün sen
bakmaya korkuyoruz
Mesut Gül
Ankara 09
Last Call 'a itafen...
Korkuyordum...

efsunlu rüyamdın sen
görmeye korkuyordum
yolumda hayamdın sen
varmaya korkuyordum
kelamı güzel dilin
ipekti narin elin
ince dalmıydı belin
sarmaya korkuyordum
tebessümdü yüzünde
bir kayıptım izinde
hayalin mi gözümde
kurmaya korkuyordum
görmeye korkuyordum
yolumda hayamdın sen
varmaya korkuyordum
kelamı güzel dilin
ipekti narin elin
ince dalmıydı belin
sarmaya korkuyordum
tebessümdü yüzünde
bir kayıptım izinde
hayalin mi gözümde
kurmaya korkuyordum
Mesut Gül
Ankara
Turuncuyaaaa...
25 Temmuz 2009 Cumartesi

Gülün ömrü günden azmış
Gülenler geçip gidiyor
Gül bülbüle ökse düzmüş
Kalanlar geçip gidiyor
Söz var kelam,söz var meram
Ona buna secde,kıyam
Nasıl iştir almaz kafam
Yalanlar geçip gidiyor
Sahibinden haklı hırsız
Doğru bırakmıyor zorsuz
Tekdir olmaz onca arsız
Talanlar geçip gidiyor
Genç ölür yaşlısı durur
Ecel canlarından vurur
Bir yaprak düşer ve kurur
Solanlar geçip gidiyor
Onda ar yok bunda şeref
Hepside tutuyor taraf
Bunlarla kaynıyor etraf
Ulanlar geçip gidiyor
Mesut Gül
ANTALYA
Gülenler geçip gidiyor
Gül bülbüle ökse düzmüş
Kalanlar geçip gidiyor
Söz var kelam,söz var meram
Ona buna secde,kıyam
Nasıl iştir almaz kafam
Yalanlar geçip gidiyor
Sahibinden haklı hırsız
Doğru bırakmıyor zorsuz
Tekdir olmaz onca arsız
Talanlar geçip gidiyor
Genç ölür yaşlısı durur
Ecel canlarından vurur
Bir yaprak düşer ve kurur
Solanlar geçip gidiyor
Onda ar yok bunda şeref
Hepside tutuyor taraf
Bunlarla kaynıyor etraf
Ulanlar geçip gidiyor
Mesut Gül
ANTALYA
17 Mayıs 2009 Pazar
Kaydol:
Yorumlar (Atom)



